Gandalf J.R.R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya
evreninin önemli bir kesitini anlattığı Yüzüklerin Efendisi adlı
fantastik
üçlemesindeki en önemli karakterlerden biridir.
Gandalf,
bir İstari ya da Orta Dünya Büyücüsüdür. Ölümsüz Topraklarda Gandalf,
Olórin adlı bir Maia ruhuydu ve Rüyaların Efendisi Namo'nun bahçelerinde
yaşıyor ve sık sık Merhametli Nienna'yı ziyaret ediyordu.
Güneşin
Üçüncü Çağının 1000. yılında Istari ya da Orta Dünya'ya gönderilen 5
Büyücüden biri olmak üzere seçildi. Batı dillerinde Gri Gandalf, Elf
dilinde Mithrandir ya da "gri gezgin", Cüce dilinde Tharkûn ve Harad
dilinde de Incánus adıyla tanınıyordu. Dış görünüşü, büyük bir pelerin
ile sivri uçlu bir şapka giymiş ve elinde bir asa taşıyan, sakallı yaşlı
bir adam biçimindeydi.
Gri Limana vardığında Círdan ona, Narya
ya da "ateş yüzüğü"nü verdi. Bu yüzük soğumuş, korkmuş bedenlerin ruhunu
tutuşturur ve cesaretlendirirdi. İki bin yıldan uzun bir süre boyunca
Gandalf, Orta Dünyada etkisini arttıran kötü güçler ile savaştı.
2941
yılında, Ejderha Smaug'un öldürülmesiyle sonuçlanan Yalnız Dağ
Seferinin ilham kaynağı oldu. Bu sefer sırasında Gandalf Glamdring adlı
kılıcı, Bilbo Baggins ise Tek Yüzüğü buldu.
3018 yılında Frodo
Baggins'in yanına gelen Gandalf, Yüzük Seferini başlattı. Rivendell'de
Yüzük Kardeşliğinin lideri olarak seçildi ve Kardeşliği pek çok
tehlikeden kurtararak yollarına devam etmelerini sağladı. Bu sırada
Khazad-dûm Köprüsü Savaşında, Moria'nın Balrog'u ile yaptığı ölümcül
mücadelede kayboldu. Fakat Büyücünün ruhu, hiçbir silahtan zarar
görmeyen ve ışık saçan Ak Gandalf olarak dirildi. Böylece Ak Saruman'ın
ünvanı elinden alınmış oldu.
Yüzük Savaşında, Gölgeyele
(Shadowfax) adlı atını süren Ak Gandalf her yerdeydi: Rohan Kralı
Théoden'in ilham kaynağı, Isengard'da Saruman'ın sonunun hazırlayıcısı
ve Minas Tirith kapılarında Cadı Kralın durdurucusu hep o oldu. Yüzük
Taşıyıcısı Tek Yüzüğü yokederken, Gandalf Mordor'un Kara Kapısı önünde
Batı Ordusunun komutanları ile birlikteydi.
Savaştan sonra
Gandalf, Arnor ile Gondor'un yeniden birleşmesini sağladı ve 3021
yılında Yüzük Koruyucularının Son Yolculuğuna katılarak Ölümsüz
Topraklara döndü.
Büyücü ırkının en önemli temsilcisidir.
Yüzüklerin Efendisi'nin sinema filminde bu karakteri Sir Ian McKellen
canlandırmıştır.
Aragorn, J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta
Dünya evreninde bir karakter.
İnsan ırkından Dúnedain Arathorn ve
Gilraen’nin oğlu. Eriador kolcusu ve Yüzük Kardeşliği'nin bir üyesi.
Aragorn'un soyu uzun ömür bahşedilenlerden olduğu için Aragorn normal
insandan çok daha uzun bir ömre sahiptir. Arwen Undómiel’in kocası.
Eldarion ve birçok kız çocuğunun babası. Başka herhangi bir çocuğu
olduğuna dair kitapta bilgi yoktur. Dunedain'in Reisi ve Yeni Birleşik
Krallık'ın ilk kralı.
Çocukluğu ve GençliğiAragorn,
Üçüncü Çağ 1 Mart 2931'de, Arathorn ve Sarışın Gilraen’nin oğlu olarak
doğdu. Henüz iki yaşındayken babası orklar tarafından öldürüldü ve
Dunedain reisi ve Isildur’un varisi oldu. O ve annesi Ayrıkvadi’de
Elrond’un gözetiminde kaldılar.
Aragorn'un gerçek kimliği
öğrenildiği takdirde düşman tarafından hedef haline geleceğini bilen
Ayrıkvadi elfleri Dúnedain’in düşmanlarından saklı kalması için
kendisine, umut anlamında Estel adını taktılar. Yirmi yaşlarında ve
Efendi Elrond'un oğullarıyla çıktığı maceralarda yiğitliğini
kanıtladıktan sonra ona gerçek neslini ve ismini açıkladılar. O zaman
Elrond ona Isildur’un varislerinin nesilden nesile taşıdığı aile
yadigarları olan Barahir’in Yüzüğü'nü ve Elendil’in Kılıcı Narsil’in
kırık parçalarını verdi. Ama Annúminas’ın Asası’nı, onu hak edene kadar
alıkoydu.
Ertesi gün Aragorn Ayrıkvadi’nin bahçelerinde
gezinirken Arwen’le karşılaştı ve onu ilk gördüğünde -hakkında birçok
hikaye dinlediği- Lúthien Tinúviel'i gördüğünü sanarak büyülendiğini
düşündü. Arwen'in güzelliğine, kadim bilgisine aşık oldu. Ama aşkı uzun
süre karşılıksız kaldı. Çünkü Arwen yüzyıllar görmüş bir elf kızı,
Aragorn ise henüz daha çok genç bir ölümlü insandı.
YolgezerAyrıkvadi’den
ayrıldı ve Orta Dünya’nın yabanında otuz uzun yıl süren yolculuğuna
başladı. Bu zaman süresince Sauron’un faaliyetlerine karşı mücadele
etti.
Bu dönemde Gandalf’la dost oldu. Rohan Hükümdarı ile
birlikte Thorongil takma adıyla Gondor’a gizlilik içinde hizmet etti.
Görevleri sırasında yolu onu uzak Batı’ya ve Sauron’nun hizmetkarlarının
yollarını öğrendiği Doğu’ya sevketti.
Gondor’dayken Umbar’a
doğru küçük bir filoya liderlik etti ve orada korsanların birçok
gemisini yaktı ve kişisel olarak Liman Kaptanı’nı yıktı.
Kırkdokuz
yaşına geldiğinde Aragorn, Elf (Orta Dünya)elf krallığı Lothlórien’de
dinlenmek istedi. O bilmemesine rağmen Arwen bir süreliğine Lórien'e
gelmişti ve burada tekrar karşılaştılar. Aragorn, geçen uzun yıllar
boyunca büyük bir endam ve güce erişmişti ve bir elf beyi gibi
görünüyordu. Arwen bu görüşünde Aragorn'a aşık oldu ve Yazortası
Arifesi’nde, Cerin Amroth tepesi üzerinde bağlılıklarına dair
birbirlerine söz verdiler. Ve aşkının göstergesi olarak, Aragorn Arwen’e
Barahir’in Yüzüğü'nü verdi.
Her ne kadar Arwen'in babası ve
Ayrıkvadi efendisi Elrond buna çok üzülse de, Aragorn ve kızı arasındaki
sözü duyduğunda tepki göstermedi. Bir yarı elf olması ve -ölümlü olmayı
seçen- erkek kardeşi Elros'un İkinci Çağ'da ölmesi, Elrond'a
Aragorn-Arwen aşkının sadece büyük bir kederi doğuracağını
düşündürüyordu.
Kızının bir insanla evlenmesini kabul etmedi, ta
ki Aragorn yeniden kurulan Gondor-Arnor Birleşik Krallığı'nın kralı
oluncaya kadar. Arwen'in bundan daha azına ölümsüzlükten vazgeçmesini
istemiyordu. Bunun üzerine Aragorn yabana döndü ve aslında krallıkta
gözü olmamasına rağmen Dúnedain'in bir zamanlar kurmuş olduğu ve
Angmar'ın Cadı Kralı tarafından yıkılan Gondor-Arnor Birleşik
Krallığı'nı tekrar kurmak için araştırmalar yaptı.
Onyıllarca
dolaştı. Ü.Ç. 3001 yılında Gandalf, Gollum’un aranıp yakalanmasında
Aragorn'dan yardım etmesini istedi. Onu arama işi bir süre umutsuz ve
sonuçsuz gitti. Üçüncü Çağ 3009 civarında Gollum'u Anduin Vadisi ve
Kuyutorman'da arıyordu. İzler Aragorn'u Mordor'a yöneltti ve sonunda
Ü.Ç. 3017 yılında Gollum'u Ölü Bataklıklar'da yakaladı. Onu Gandalf'ın
sorgulaması için Kuyutorman'daki yeşil elflerin kralı -ve Legolas'ın
babası- Thranduil'e götürdü.
Daha sonra Aragorn, Yolgezer olarak
bilindiği Eriador’un yabanında, bir kolcu olarak birçok yıl geçirdi.
Zamanının en usta avcısı haline geldi ve düşmanların tuzaklarına
yakalanmama işinde daha da ustalaştı. Yüzlerce millik alanı ve buralarda
yaşayan insanların hemen hepsini çok iyi biliyordu. Yüzük Savaşı’ndan
bir yıl önce, zamanının çoğunu -hobbitlerin diyarı- Shire sınırına
gözcülük ederek geçirdi.
Yüzük Savaşı ve Kralın Dönüşü Gandalf
onu Frodo’nun seyahati hakkında bilgilendirmişti, Gildor’dan
hobbitlerin Shire’dan ayrıldıklarını öğrendiğinde, Bree’de Sıçrayan
Midilli hanında onları bekledi. Onlara Kara Süvarilerin saldırılarından
korunmalarında yardım etti. Bunun ardından Bree ve Ayrıkvadi arasında
gidecekleri uzun yol boyunca sahip olduğu tüm bilgi ve birikimi tüm
zorluklara ve Kara Süvarilere karşı kullandı.
Fırtınabaşı’nda
Nazgûl'ün saldırısına uğradılar. Nazgûl Efendisi zehirli Morgul bıçağı
ile Frodo'yu yaraladı. Kadim iyileştirme tekniklerindeki engin bilgisini
kullanan Aragorn, Athelas’ı buldu ve Frodo’nun yarasının etkinliğini
yavaşlattı. Sahip olduğu kolcu özellikleriyle, Ayrıkvadi yolculuğunda
hobbitler için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha
kanıtladı.
Ayrıkvadi’de Elrond'un Divanı'na katıldı ve Yüzük
Kardeşliği’nin bir üyesi seçildi. Ama kardeşliğin diğer üyeleri yolculuk
için dinlenip hazırlanırken o, Elrond’un oğullarına katılarak,
Tharbad’ın uzak güneyindeki Gri Sel Nehrindeki görevlerine öncülük etti.
Döndüğünde, Elendil’in kılıcı Narsil'in kırılmış parçaları tekrar
dövüldü ve Aragorn ona Batı’nın Alevi anlamında Anduril adını verdi.
Caradhras’ta,
Kızılboynuz Geçidi'nin kullanılması imkânsızlığını kanıtladığında, cüce
Gimli Moria'ya girilmesini teklif etti. Aragorn, daha önce oraya girmiş
olduğundan, Moria’nın kullanılmasına karşı çıktı. Ama Gandalf’ın
liderliğine boyun eğdi. Büyücü Khazad-dum Köprüsü’nden düştüğünde,
Aragorn kardeşliğin lideri oldu, onları Galadriel'in ülkesi Lothlorién’e
götürdü.
Lorién’den sonra Gandalf’ın ne gibi bir yol
izleyeceğini bilmediklerinden, Aragorn grubu botlarla Parth Galen
çayırlarına, Amon Hen tepesinin eteklerine getirdi ve burada kısa
süreliğine konakladılar. Bu sırada Saruman tarafından gönderilmiş bir
uruk birliği onlara saldırdı. Frodo Baggins ve Samwise Gamgee kaçtı ama
Merry ve Pippin -Yüzük'ü taşıyan hobbitler oldukları düşünülerek- esir
alındılar. İki hobbiti kurtarmaya çalışan Boromir, Uglúk liderliğindeki
uruk okçu birliği tarafından katledildi. Aragorn Gondorlu yoldaşını
kurtarmak için geç kalmıştı ve bu yüzden kafileyi Amon Hen’e getirmekten
büyük bir pişmanlık duydu.
Boromir’in bedenini elf kayıklarından
birisiyle Anduin’in sularına bıraktılar ve geriye kalan -kendilerine
taktıkları isimle- Üç Avcı (Aragorn, Legolas, Gimli) yakalanmış
hobbitleri kurtarmak için Rohan'ın bozkırında urukları takibe başladılar
ve Frodo-Sam ikilisini Mordor yolunda kendi çabalarına terketmek
zorunda kaldılar. Üç avcı günlerce takip etti ama Isengard'a giden
uruklara yetişemediler. Bununla birlikte, uruk birliği Rohanlı Eomer'in
komutasındaki Rohirrim birliği ile karşılaştılar ve kuşatıldılar. Hepsi
katledildi ve hobbitler çatışma esnasında Fangorn ormanına kaçmayı
başardı. Üç Avcı, hobbitlerin Fangorn'a girdiğini anladı ve Fangorn'a
daldı. Burada Moria'da kaybettikleri Gri Gandalf'ın Ak Gandalf olarak
karşılarına çıkmasıyla şaşkına döndüler. Büyücü onlara hobbitlerin
entlerin lideri Ağaçsakal’la birlikte güvende olduklarını söyledi ve
kendisiyle birlikte Rohan'ın başkenti Edoras’a gelmelerini istedi.
Aragorn
Miğferdibi Savaşı esnasında, surlarda tek başına düşman ordusuyla karşı
karşıya gelerek ve birçok uruk öldürerek çok cesur bir savaşçı olduğu
kanıtladı. Sonra Orthanc'a giderek buradaki palantiri Saruman'dan
aldılar. Geri alınmasından sonra Aragorn Borukent Kalesi'ne geri döndü
ve taşın gerçek kullanıcısı olarak onu kendi isteği doğrultusunda
kullandı ve kendini Sauron’a gösterdi. Aragorn palantirde, Gondor’un
güney sahillerine yaklaşmakta olan Umbarlı korsanların filosunu gördü.
Aragorn, düşman ordusunun büyüklüğünü gördüğünde, Ölülerin Yolu’na
giderek Ölü Ordu'yu (ya da Ölüler Ordusu) toplamanın gerekliliğini
anladı.
Korkusuzca Ölülerin Yolu’ndan geçti ve Erech Taşı’nda
daha önce Dúnedain'e verdikleri sözlerinden dönen hainlerin ruhlarını
çağırdı. Hayalet Ordu onu Pelargir’e kadar izledi, en sonunda onu
geçerek Umbar’ın gemilerini ele geçirdiler ve korsanları def ettiler.
Aragorn ve liman halkı gemilere bindiler ve Anduin’in sularında
Gondor'un başkenti Minas Tirith'e yöneldiler.
Aragorn Gondor
filamalı Umbar gemileriyle savaşın gidişatını değiştirdi ve çayırların
ortasında Eomér’le buluşarak, Pelennor Çayırları Savaşı'nı zafere
taşıdı. Vekilharç kendisini çağırana kadar Minas Tirith’e kral olarak
girmek istemediği için, oraya kolcu şeklinde girdi. İlk iş olarak yaralı
haldeki Faramir, Eowyn ve Merry’yi iyileştirmek üzere Ak Şehir Minas
Tirith'in Şifa Evlerine yöneldi.
Mordor'un Kara Kapısı'nın önünde
Aragorn, Sauron'un Ağzı ile tartıştı ve büyücüyü kısa bir savaşla
yendi. Sauron’un Ağzı'nın geriye çekilmesi ve Sauron’un Ordularının
Morannon’dan dışarı çıkmasıyla, Aragorn emrindeki orduların sabrı,
kartalların yardımı ve Yüzük’ün yok edilmesiyle savaş kazanıldı.
Sonunda
Sauron yenilmiş ve Kralın Dönüşü gerçekleşmişti. Aragorn ve galip gelen
ordu Minas Tirith’e döndü ve orada ona Kral Elessar olarak Gandalf
tarafından taç giydi. Elfçe’de Yolgezer anlamına gelen Telcontarı
kendisine soyisim olarak aldı. Ardından Arwen ve Elrond geldiler. Elrond
ona verdiği sözü tuttu ve Yazortası Arifesi’nde Üçüncü Çağ 3019'da
Aragorn ile Arwen evlendiler. Daha sonra, Arwen'in babası Elrond da
dahil bütün elfler Orta Dünya'yı terkettiler.
Elessar olarak
Gondor ve Arnor Yeniden Birleşmiş Krallığı’nı uzun süre idare etti. Ve
Arwen ona bir Eldarion adını verdikleri bir erkek çocuk verdi.
Aragorn’a
birçok isim verildi: Arwen tarafından Elftaşı, Bree insanları
tarafından Yolgezer, Minas Tirith şifacıları tarafından İyileştirici,
Bilbo tarafından Dúnadan, Bill Eyrelti tarafından Uzunbacak, Eomer
tarafından Kanatayak.
Tolkien
Evreninde bir hayali kahramandır. Kuyutorman'ın Elf prensidir.
Adı
"yeşil yaprak" güneş isgı , elf perisi anlamına gelen Legolas, Kuzey
Karanlık Ormanı olan Kuyutorman'ın Sindar Elf Kralı Thranduil 'in
oğludur. Yakışıklılığı ve üstün ok atma becerisiyle dikkat çeker. Elfler
arasındaki en güçlü savaşçılardan biridir. Önceleri babası onu Gollum'u
bulması için görevlendirdi ama Legolas ,yüzyıllardan beri kimseye
gözükmeyen ,saklanmayı çok iyi beceren Gollumu bulmayı başaramadı. Daha
sonra Güneşin Üçüncü Çağının 3019. yılında Legolas, Elrond tarafından
yüce divana çağrılarak Yüzük Kardeşliği'nin bir üyesi oldu. Keskin elf
gözleri, ormanlık alanlardan edindiği deneyimleri ve ölümcül yayı, hızı
ve zekası ile, Kardeşliğe büyük yararı dokundu. Daha sonra Gandalf'ın
liderliğinde Caradras geçidine, daha sonra da cücelerin mekanı Moria'ya
gitti. Gandalf kaybolduktan sonra Aragorn'un önderliğinde Lothlorien'e
oradanda Amon Hen'e gitti. Amon Hen'de Boromir öldürüldü ,Merry ile
Pippin kaçırıldı ,Frodo ve Sam ise onlardan farklı bir yol izleyince
kardeşlik bozuldu. Aragorn ve Gimli ile birliktw Merry ile Pippin'i
kurtarmak için Urukların peşine düştü. Daha sonra Legolas Rohan'ı
savunmak için Miğfer Dibi Muharebesine katıldı. Savaş bittikten sonra be
üçlü Gondor'u kurtarmak için , Ölüler Geçitinden geçerek Pelargir'deki
Korsan gemilerini ele geçirdi ve gemilerle Pelennor Düzlükleri Savaşı'na
katıldılar. Sauron yok edildikten sonra Legolas, Ithilien'de bir
Ormanlık Bölge Elfleri kolonisi kurdu.
Gimli, J. R. R. Tolkien'in yarattığı Orta
Dünya evrenindeki kurgu kahramanlardan biri.
Gimli, Durin'in
halkından Ereborlu bir cüce. Babası Bilbo'nun yanında Yalnız Dağ'a
yapılan sefere katılan Glóin'di. Gimli genç olduğu için babasının
yanında o serüvene katılamadı, ama kendisi de Tek Yüzük'ü yok etmek için
kurulan Yüzük Kardeşliği'ne üye olarak babasından çok daha önemli bir
serüvene katıldı. Gimli onurlu, bilge ve güçlü bir savaşçıydı. Savaş
alanındaki favori silahı baltasıydı.
Gimli, elf leydisi Galadriel
ile karşılaşmasında ondan çok etkilenmişti; ayrıca elf Legolas ile de
sağlam bir dostluğu vardı. Bu ilişkiler Orta Dünya'nın cüceleri ile
Eldar arasındaki uzun ama zayıf ilişkinin iyileştirilmesine büyük
katkıları oldu.
Üçüncü Çağ'ın 2876. yılında Mavi Dağlar'da doğan
Gimli, Ejderha Smaug'un ölümünden sonra 2941 yılında Erebor'a yerleşti.
Gimli'nin babası Glóin, cüce Tharin'in ve daha sonra da Thorin'in yol
arkadaşlarından biridir. 3018 yılında Gimli babası ile birlikte
Ayrıkvadi'ye gittiler ve Yüzük Kardeşliği üyeliğine katıldılar.
Gimli,
elfler ile dost olan nadir cücelerdendir.
Gimli, Kardeşlik'e
Moria'dan geçmelerini öğütledi, kuzeni Balin'i orada görmeyi umuyordu.
Gimli burada Balin'in mezarını gördü. Gandalf'ın balrog ile
karşılaşmasına tanık oldu. Moria'dan çıkan Aragorn önderliğindeki Yüzük
Kardeşliği kafilesi ile Lorien'e girdi ve oradan da Amon Hen'e gittiler.
Orada Boromir'in ölüsünü Büyük Nehir'den aşağı yolladı ve Gandalf'ın
geri dönüşüne tanık oldu. Gimli, Miğfer Dibi Savaşı'nda, Pelennor
Çayırları Savaşı'nda ve Morannon Savaşı'nda yer aldı.
Savaştan
sonra Gimli, Miğfer Dibi altında bulunan Parıldayan Mağaraların Efendisi
oldu. Dördüncü Çağ'ın 120. yılında Aragorn'un ölümüne dek Rohan'daki
krallığının başında kaldı; bu olayın ardından bir elf gemisi ile Ölümsüz
Topraklara doğru yola Legolas ile birlikte yelken açtı.
Boromir J. R. R. Tolkien'in hayalî Orta Dünya
evreninde bir karakterdir.
Babası Gondor Vekilharcı Ecthelion
oğlu Denethor, annesi Dol Amroth prensi Adrahil'in oğlu İmrahil'in
kızkardeşi Finduilas'tır. Kendisinden 5 yaş küçük bir erkek kardeşi
vardır:(Faramir).Dunedain soyundan geldiği bilinir,isminin anlamı yüksek
elfçede "inançlı mücevher" anlamına gelir. Boromir Minas Tirith'in
komutanıdır,şehrini Sauron'un güçlerinden başarıyla
korumuştur.Osgiliath'ta kardeşi Faramir Mordor saldırılarına direnirken
yardıma gider ve Cadı Kral'ın ordularını mağlup ederek Cadı Kral'ı
Mordor'a sürer.
Osqiliath zaferinden sonra bir çok rüya görür. Bu
rüyalar yüzük taşıyıcısı, Tek Yüzük ve Isildur'un varisi ile ilgili
şifreler içerir. Boromir bu rüyalardan yola çıkarak kafasındaki
soruların cevabını bulmak için Minas Tirith'den 3018'in 4 Temmuz günü
Ayrıkvadi'ye ,Elrond'u görmek üzere halkı için tüm tehlikeleri göze
alarak yola çıkar. Çünkü gördüğü rüyalar halkını tehdit eden Tek
Yüzük'le ilgilidir. Gerekirse halkı için Tek Yüzük'ü Minas Tirith'e
getirmeye hazırdır.
Ayrıkvadi'ye vardığında Elrond onu da kurduğu
divana çağırır ve bunun sonucunda Yüzük Kardeşliği'ne dahil
olur.Yüzük'ün kullanılması gerektiğini savunur,ama konsey Yüzük'ün yok
edilmesi kararını alır ve Mordor'daki Hüküm Dağı'nda yüzüğü yol etmek
üzere yola çıkarlar.
Yüzük Kardeşliği kafilesi ile Caradhras
dağındaki Kızılboynuz Geçidi'nden geçmeye çalışırlar. Burada hobbitleri
taşıma ve yolu açma görevini o ve Aragorn almıştır. Çünkü grubun bedence
en güçlü üyesi o ve Aragorn'dur. Caradhras'a gelmeyi öneren kişi
Aragorn'dur.
Buradan geçemeyince Gimli'nin önerisi olan Moria
Madenleri'ne girerler ve burayı daha önceden işgal ederek buradaki bütün
cüceleri öldürmüş olan orkların saldırısına uğrarlar. Gandalf, Balrog
ile köprüde karşılaştığı zaman Aragorn ile birlikte Gandalf'a yardıma
gitmek ister. Ama Gandalf, Aragorn ile Boromir'i korumak için köprüyü
kırarak balrog ile kendisini uçuruma atar.
Buradan çıkarak
Aragorn'un liderliğinde Lothlórien Ormanı'na gelirler. Legolas buraya
gelmekte çok ısrar etmiştir. Çünkü Moria orkları peşlerindedir ve bir
yere sığınmaları gerekiyordur. Burada karşılaştıkları elfler; Haldir,
Rumil ve Orophin ile birlikte Moria orklarını tuzağa düşürüp alt
ederler. Elfler, Kardeşlik'i Galadriel ile Celeborn'un krallığına
getirirler. Burada Boromir, Kraliçe Galadriel'den altın bir kemer
hediyesi alır ve kafileye de kayıklar verilir. Çünkü bir süre nehir
yoluyla gitmeleri gerekiyordur. Kayıklar Amon Hen'de konaklarlar.
Boromir'e
göre halkının tek kurtuluş yolu tek yüzüğün Minas Tirith'e gelmesidir.
Nitekim bu arzusuna yenik düşer. Amon Hen'de Frodo'dan yüzüğü ödünç
ister. Onu, yüzüğü Minas Trith'e getirmesi için ikna etmeye çalışır. Ama
Frodo kabul etmeyince sinirlenir ve yüzüğü almaya kalkışır. Frodo
yüzüğü takarak kaçar.
Aynı yerde ork saldırısına uğrayan
kardeşlik üyeleri hobbitler; Merry ve Pippin'e yardıma gider. Parth
Galen yakınlarında saldıran orkların amacı, yüzüğü buçukluklardan
almaktır. Oysa yüzük taşıyıcısı Frodo, yaveri Sam ile yüzüğü yok etmek
için Mordor'a yola çıkmışlardır bile...
Boromir, Gondor'un
Borusunu yardım gelme umuduyla çalar. Boru çaldığı sırada Frodo ve Sam
kendilerine farklı bir yol çizmiştir. Mordor'a gitme kararı almışlardır.
Legolas ve Gimli çok uzaktadırlar ve onlar da ork öldürüyorlardır.
Aragorn ise Frodo ve Sam'i arıyordur.
Tüm orklar, boru sesini
duyunca Boromir'e yüklenirler. Boromir yüzlerce orkla birden başa
çıkamaz Ama yine de elinden geldikçe savaşır. 20 kadar ork öldürür.
Lurtz liderliğindeki orklar yaya olarak yenemeyeceğini anladıkları
Boromir'i ok yağmuruna tutarlar. Boromir; kalkanı parçalanmış, kılıcı
kabzasına yakın bir yerden kırılmış, borusu ortadan kesilmiş ve vücuduna
bir çok ok saplanmış şekilde bir ağaca yaslanır ve hobbitlerin
kaçırıldığını izlemek zorunda kalır. Merry, Boromir'i etkisiz bırakan
orkların bir kaçını öldürür ama Pippin de Merry de orklar tarafından
etkisiz hale getirilip elleri bağlanır ve götürülür.
Aragorn
geldiğinde çok geçtir. Boromir ölüyordur. Boromir'in görevini üstlenerek
Gondor'a dönüp Gondor'u kurtaracağına ama önce hobbitleri kurtaracağına
söz verir. Boromir'in yüzüğü almaya çalıştığını ama artık pişman
olduğunu öğrenir ve bunu uzun bir süre sır olarak saklar. Legolas ve
Gimli geldiğinde Boromir çoktan ölmüştür. Legolas, Gimli ve Aragorn;
Boromir'in kahramanlığına ve şanına yaraşır bir şekilde cenaze töreni
düzenlemek isteseler de buna vakitleri yoktur. Merry ile Pippin'i
kaçıran orkları izlemek zorundadırlar. Bu nedenle onu Lothlorien'de
kendilerine verilen elf kayıklarından birine yatırırlar. Kılıcı,
kalkanı, borusu ve altın kemeri üzerinde olmak üzere öldürdüğü tüm
orkların miğferlerini Boromir'in ayaklarının dibine dökerek Boromir'i,
Üçüncü Çağ 26 Şubat 3019'da Anduin Nehri'ne emanet ederler.
Daha
sonra Faramir aynı ayın 29'unda -nehir boyunca güneye sürüklenmiş olan-
Boromir'in cenaze kayığını görür. Faramir, Boromir'in borusunu, babasına
vermek için alır ama kayığı bırakır. Derler ki Boromir'in cenaze kayığı
Anduin'den, denize kavuşmuştur...
Tom Bombadil, Tolkien'in Orta Dünya'sında
hayali bir karakter. İlk kez üçlemenin ilk kitabı olan Yüzük
Kardeşliği'nde görünen Bombadil, Frodo ve arkadaşlarıyla Yaşlı Orman'da
buluşur. Orada Frodo ve arkadaşlarını, hobbitleri yiyecek olan
ağaçlardan son anda kurtarır. Karısının ismi Altınyemiş'dir.
Elrond'un
konseyi toplandığında Tom Bombadil'in de davet edilmesi istendi ama Tom
Bombadil'in her şeyi gırgıra alma özelliği yüzünden bu istekten
vazgeçildi.Ayrıca Höyük Yaylalarında Frodo'yu ve yoldaşlarını yine Tom
Bombadil kurtardı.
Aynı zamanda 1962 yılında basılan ve içinde
Hobbit şiirleri bulunan bir kitapta da şiirlerden ikisi Bombadil'i
anlatmaktadır.
Gandalf'a göre Bombadil Orta Dünya'nın en
eskilerindendir.Sindarin dilindeki adı Iarwain Ben-adar yani babasız ve
en eskidir. Ağaçsakal'da Bombadil'in Orta Dünya üzerinde yaşayan en eski
canlı olduğunu söyler.
Ayrıca Sauronun hüküm dağında kara büyü
ile dövdüğü hükmeden tek yüzükten orta dünya içinde etkilenmeyen tek
canlı olduğu söylenir. Frodo bunu farkettiğinde Bombadile yüzüğü onun
taşımasını ya da yok etmesini teklif eder. Fakat Bombadil bunu reddeder.
Yüzüğün onu etkileyeceğinden korktuğu için değil Orta dünyayı
umursamadığı için Frodonun teklifini geri çevirir.
Bilbo Baggins, J. R. R. Tolkien'in kurgusal
Orta Dünya evreninde bir karakter. Bilbo Baggins, bir hobbittir.
AtalarıÇıkın
Çıkmazı'nı inşa eden ve soylu biri olan Bungo Baggins'in oğludur.
Üçüncü Çağ 2890'da Çıkınçıkmazı'nda doğdu. Bungo Baggins, tüm Shire'ın
en konforlu yeri olan Çıkınçıkmazı'nı inşa ettirmiş ve Yaşlı Took diye
de anılan Gerontius Took'un kızı Güzeller Güzeli Took ile evlenmişti.
Gerontius Took, o zamanlar bütün Shire'ın reisiydi ve en maceracı
kişisiydi. Gandalf adlı bir büyücü ile sürekli maceralara atılıyordu.
Yaşlı Took; hobbitlere ilk maceracılığı getiren kişi olan ve Shire'ı
ünlü Goblin Reisi Golfimbul istila ettiğinde,reisin kafasını tahta bir
sopayla uçuran Bandobras Took'un soyundan gelmektedir. Bandobras Took
tek başına -silahsız olarak- bir boğayı bile yenebildiği için ona
boğakükreten lakabı takılmıştır.
HayatıBilbo Baggins
elli yaşına kadar hiç macera yaşamamıştır ve çok sakin bir hayat
geçirmiştir. Babasının yaptırdığı Çıkınçıkmazı'ndaki evinde huzurlu ve
zengin bir şekilde yaşamıştır. Bilbo güneşli ve güzel bir günde piposunu
tüttürürken bir büyücü gelir (Gandalf) ve onu Yaşlı Took'un torunu diye
onu cücelerle birlikte bir maceraya sürüklemiştir. Bu maceraya
atılırken anne tarafından gelen maceracı ruhu tutmuş ama daha sonra çoğu
kez pişman olmuş ve genelde baba tarafından gelen rahatcılık tarafı
tutmuştur.
Maceranın amacı; cüce kralı Thorin'in yıllar önce
çalınmış olan hazinesini Ejderha Smaug'tan geri almaktır.Bu kafilede tüm
cücelerin en soyluları ve en önemlileri vardır. Kafilede Kral soyundan
olan; Thorin'in yeğenleri ve tahtın varisleri genç Fili ve
Kili,Thorin'in kuzenleri Balin,Dwalin,Gloin ve Oin,ayrıca seçilmiş ama
soylu olmayan Ori,Dori,Nori adlı üç Erebor cücesi ve Bifur, Bofur,
Bombur adlı üç Moria cücesi vardı.
Ayrıkvadi'ye yolculuk Kafile
ilk olarak Trollbükü'nde üç troll ile karşılaştılar. Tom,Bert ve
William adlı bu üç tane troll,çok obur oldukları ve bu yüzden bir türlü
yemek yiyerek doymadıkları için dağdan inmişler ve halklarının arasından
ayrılarak yeni avlar peşine düşmüşlerdir. Ve kafileyle karşı karşıya
gelen bu troller sırayla Tüm kafileyi yakalarlar. Kafile savaşamaz çünkü
silahları yoktur. Bu troller çok ünlü ve çoğu kişiyi öldüren aranan
trollerdir. Buradan geçen herkese pusu kurmaktadırlar. Tüm kafile tam
pişirilip yenecekken Gandalf tarafından troll ler taşa dönüştürülmüştür.
Kafile
burda troll hazinesine konmuş ve herkes bir silah edinmiştir. Bilbo,
bir elf bıçağı olan sting'i almıştır. Gandalf ve Thorin ise çok ünlü elf
kılıçları olan Galamdring ve Orchrist'i almıştır. Bu kılıçlar orklar
yaklaştığında mavi-mavi parlamaktadır.
Kafile,Ayrıkvadi'ye gelmiş
ve Elrond'a konuk olmuşlardır.Burada iyice dinlendikten sonra ve
erzaklarını aldıktan sonra Puslu Dağlar'a giderler. Puslu Dağlar'ın
kralı Ulu Goblin'e uykularında esir düşerler. Ulu Goblin onları
öldürecekken, Gandalf yine yardıma gelir ve bir büyü patlaması ile
etrafı karıştırır. Ulu Goblin'le kısa bir süre savaşırlar ve kısa süre
sonra Ulu Goblin'in karnını Galamdring keser ve kalbini çıkarır. Bilbo
ve cüceler de kılıçlarını alır ve cesurca savaşırlar. Ama bir orduyla
savaşamayacakları için kaçmak zorunda kalırlar. Herkes kaçar ama Bilbo
aşağı yuvarlanır ve bayılır.
Gollum'la karşılaşmasıKendine
geldiğinde çıkış yolunu bilmediği için ve her yer karanlık olduğundan
kör kör ilerler ve yeraltında bir göle gelir. Burada Gollum adındaki
yaratık yaşamaktadır. Bu yüzden bu Gollum adlı tehlikeli yaratıkla bir
anlaşma yapar. Bilmece yarışması yaparlar. Eğer Gollum kazanırsa
Bilbo'yu yiyecektir. Ama Bilbo kazanırsa çıkış yoluna gidecektir. Bu
canavar eski bir hobbittir. Ama sihirli ve görünmez yapan bir yüzükle
ölümsüz hale gelmiş ve çirkinleşip yaratıklaşmıştır. Yarışmayı Bilbo
kazanır. Gollum şartlara uymak istemez ve yüzüğünü takarak görünmez olup
onu yemek ister ama yüzüğünü bulamaz. Çünkü Bilbo Gollum'un yüzüğünü
önceden karanlıkta bulmuştur... Gollum bunu anlayınca Bilbo'ya saldırır.
Yüzüğü takar ve gözden kaybolur. Gollum da Bilbo'nun çıkışa gittiğini
düşünür ve çıkışa doğru ilerler. Bilbo da onun gitiği yere gider. Çıkışa
geldiğinde onu öldürmesi gerektiğini düşünür ama bu adil bir savaş
olmadığı için öldüremez. Merhameti ağır basmıştır. Burdan kaçarak
cücelerle buluşur. Ama orklar vahşi kurtlara cüceleri haber vermişlerdir
bile.... Bu yüzden Dışarıda kurtların saldırısına uğrarlar. Ağaçlara
tırmanırlar ve kurtarılmayı beklerler. Kurtlar birleşip ağaçlara
saldırırlar. Bu sırada Warglar Gandalf tarafından öldürülmekte ve bu
yüzden giderek yılmaktadırlar ama yine de cüceleri karantinada bırakmaya
devam ederler... En sonunda Kartalların Efendisi Gwahir, olanları görür
ve kartallarıyla gelerek onları son anda kurtarır.
Smaug
serüveniCüceler,Puslu Dağlar'ı aşmayı başarmıştır. Önce
Kocaoğlan adlı bir deri değiştiricinin yani aynı zamanda kuyutorman
oduncuların efendisinin evine konuk olurlar. Gandalf burda onlardan
ayrılır ve kafileyi yanlız bırakır. Burdan, Elf yurdu olan Kuyutorman'a
giderler. Kuyutormanın içinden geçen yol karanlık ve tehlikelidir . Bu
yüzden burda sefil duruma düşerler ve Burda Thorin'i kaybederler ve dev
örümceklerin saldırısına uğrarlar. Cüceler bir bir yakalanır ve
örümceklerin akşam yemeği olarak beklemeye koyulurlar. Ama Bilbo yüzüğü
takıp yok olur ve sesler çıkararak örümcekleri kendine çeker . O sırada
cüceler de grubun en yaşlı ve sözü geçen üyesi Balin'in önderliğinde
örümceklerin saflarını delip geçerler ve kurtulurlar... Ama Thorin'in
olmadığını farkedip onu aramaya koyulurlar. Onu elfler yakalamış ve
tutsak etmiştir. Elfler,normalde çok iyi yüreklidir. Ama cücelerle bir
anlaşmazlıkları vardır. Onun için Thorin'i esir almışlardır. Bu
anlaşmazlık çok eskilere dayanır. Thorin'i elflerden kurtarmak için
oraya giderler ama herkes yine bir bir yakalanır. Bilbo dışında......
Bilbo yüzüğü takıp kurtulmuştur, Elf kralı Thranduil'in en iyi ve en
güvenilir adamı olan kilercibaşı Galion'u kandırır ve cüceleri fıçılara
koyarak nehir yoluyla kaçırır. Kafile,nehir yoluyla Ejderha Smaug'un
hapsettiği dağ şehrine gelirler. Burda eskiden beri yaşayan insanlara
şığınırlar. Oranın Efendisi bir düzembazdır ve tek önem verdiği
ticarettir ama yine de cüceleri ağırlarlar ve barındırırlar. Kafile
ordan doğru ,Bilbo'yu ejderden bilgi sızdırması için dağa yollarlar.
Bilbo ejderle konuşur ve onu kızdırır. Ejder bütün insan şehrini yıkar
ama oranın kahramanı ve dağı smaug almadan önceki eski yurtları olan
dağın dibindeki şehrin kralı olan Girion'un soyundan gelen Ozan'ın
(İngilizcesi Bard) attığı ok ile öldürülür.
Beş Ordu Savaşı Cüceler
buradaki dağın soyluları olurlar ve dağı yeniden inşa ederler.Buranın
kralı Thorin,İnsanların kralı ise Ozan olur. Kuyutorman'daki elflerin
kralı Thranduil,Ozan ve Thorin bu dağdaki altınlar üzerinde hak iddia
ederler.Demir Tepeler'deki cücelerin kralı Dain ise Thorin'e yardıma
gelir. Herkes birbirine girer ama o sırada Gandalf gelir ve Azog'un oğlu
Bolg'un bir orduyla intikam için buraya geldiği haberini getirir. Çünkü
Bolg hazineyi istiyordur ve babasını Dain öldürmüştür. Ayrıca Ulu
Goblin ve nice orkla vahşi kurtun ölümünün ardından iyice öfkelenmiştir.
Bu yüzden warglar olan vahşi kurtları da yardıma getirmiştir.
İnsanlar,cüceler
ve elfler birlik olurlar. Bilbo, elflerin yanında savaşır ve
Kocaoğlanın yardımını ister. Kocaoğlan, deri değiştirici olduğu için
ayıya dönüşebiliyordu. Kocaoğlan ayıya dönüşür ve Bolg'u öldürür. Savaş
bu sayede kazanılır. Ama Thorin,Fili,Kili öldürülmüştür. Kral Dain tüm
cücelerin ortak kralı olur.
Eve dönüş Bilbo evine
döner ve macerada kazandığı cüce zırhı,kılıcı sting ve yüzüğü altmış yıl
boyunca Shire'da saklar. Akrabası olan Frodo Baggins'i evlatlık edinir.
111. yaş gününde Gandalf Bilbo'ya ziyarete gelir. Bilbo'ya yüzüğünün
tek yüzük olduğunu söyler. Bilbo yüzüğü ve tüm her şeyini Frodo'ya
bırakır. Kendisi ise Ayrıkvadi'ye gider ve orda kendi hayatını anlatan
kitabını tamamlar ve yüzük savaşı sonunda denizin ötesine açılır. Bilbo
denizin ötesine açıldığında tam 131 yaşındaydı ve denize açılmadan önce
yazdığı kitapları'nı yani; Elfçe'den Çeviriler ve Oradaydık ve Şimdi
Buradayız adlı kitaplarını Samwise Gamgee'ye bırakmıştır.
Frodo Baggins, J. R. R. Tolkien'in kurgusal
Orta Dünya evreni 'ninde bir karakter.
Frodo Baggins, Shirelı bir
hobbit ve "Yüzük Taşıyıcısı"dır. Üçüncü Çağ 2968'de doğan Frodo, Drogo
Baggins ile Primula Brandybuck'ın oğludur. Çocukluğunda yetim kalan
Frodo, kuzeni Çıkın Çıkmazı'nda yaşayan Bilbo Baggins tarafından evlat
edinilmiştir. Bir Hobbit için pek maceracı olan Frodo, aynı zamanda çok
iyi bir eğitim almıştı ve hem bir şarkı yazarı hem de Elf gelenekleri
ile dili konusunda uzman sayılırdı. 3001 yılında Bilbo gizemli bir
biçimde Shire'ı terk ettiğinde, Çıkın Çıkmazı ile birlikte Tek Yüzük de
Frodo'ya miras kaldı. 3018 yılında Büyücü Gandalf yeniden ortaya çıkarak
Frodo'yu Yüzük Seferi'ne yolladı; Gandalf önce Frodoyu Sıçrayan Midilli
Han'ında bekliyordu ancak Gandalf Saruman tarafından alıkoyuldu Frodo
hana varınca Gandalf'ı orada bulamadı. Orada onları Gandalf'ın dostu
olan Yolgezer yani Aragorn buldu ve onları Ayrıkvadi'ye götürmek için
yola çıktı.Frodo ona güvendi ve Ayrıkvadi'ye doğru yola çıktılar.Bir
hayli yol kat ettikten sonra Aragorn Frodo ve diğerlerini dinlenmek için
Amon Sul Kulesi'ne götürdü.Aragorn etrafı kollamaya gittiğinde Frodo
uyumuştu, Sam, Merry, Pippin yemek yemek için ateş yakmışlardı ki Frodo
birden uynanıp ateşi söndürdü tam o anda Kara Süvari'ler onları farketti
ve Nazgûl 'lerin lideri Angmar'ın_Cadı_Kralı onu zehirli Minas Morgul
hançeriyle bıçakladı.Tam o sırada Aragorn 9 süvariyle baş edip , Frodo
ve diğerlerini kurtardı. Elf Prensi Glorfindel ve elf yardımcıları
yetişip Frodo'yu iyileştirmesi için babası Elrond'a götürdüler.
Ayrıkvadi deki yüce divana Frodo da katıldı ve yüzük kardeşliğinin bir
üyesi oldu. Daha sonra yolculuğa devam ettiler ve Frodo yüzüğü yok
ettikten sonra Shire'a geri döndü. Fakat burada huzur bulamayacağını
anlayınca ölümsüz diyar Aman'a yelken açtı...
J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya
evreninde Samwise Gamgee ,daha sonra Bahçıvan Sam veya Cesur Sam,
genellikle sadece Sam olarak bilinen karakter.
Yüzük
Taşıyıcısı'nı tüm bir serüven boyunca -ne sebepten olursa olsun- hiç
terketmemiş yol arkadaşı ve koruyucusudur. Gandalf, Frodo ile konuşurken
Samwise Gamgee'nin kendilerini dinlediğini farketmiş ve önce Sam'i
korkutmuş sonra da Frodo'nun yol arkadaşı ve koruması olmasını
istemiştir.
Sam; Frodo, Pippin ve Merry ile birlikte Arıkvadi'ye
kadar gelmiş ve tüm maceralara rağmen hiç cesaretini yitirmemiştir. Daha
sonra dört arkadaş da yüzük kardeşliğine katıldıktan ve kardeşlik
bozulduktan sonra Frodo ile yüzüğü yok etmek için Mordor'a yolculuğa
çıkmış ve bunu başarmıştır.
Samwise Gamgee, Üçüncü Çağ'ın sonunu
getiren Yüzük Savaşı'nın ardından Frodo'yu Gri Limanlar'dan batıya
uğurlamış ve kardeşliğin üyelerinden Meriadoc Brandybuck ve Peregrin
Took ile beraber Shire'a geri dönmüştür. Shire'da 5 kez ard arda
belediye başkanı olarak seçilmiştir. Eşi Gül Hanım vefat ettikten sonra
da tek başına, batıya Frodo'nun yanına yelken açmıştır.
Frodo'nun
yanına gitmeden önce bütün hazinesini ve Bilbo ile Frodo'nun yazdığı
kitapları kızı Elanor'a bırakmıştır.
Tolkien Evreninde Hayali Kahraman
Meriadoc
Brandybuck, Shire'lı bir hobbittir. Üçüncü Çağın 2982. yılında doğan
Meriadoc Brandybuck, Erdiyarı'nın efendisi Saradoc Brandybuck'ın
oğludur.
Üçüncü Çağ'ın 3018 yılında Merry, Yüzük Kardeşliği'nin
dört hobbit üyesinden biri olarak seçildi. Kardeşlik ile birlikte
Mordor'un derinliklerine gitmek, Frodo'nun yüzüğü atmasına yardımcı
olmak görevini üstlenirken hiç tereddüt etmedi.Kardeşlik kafilesi ile
birlikte Moria'da savaştı ve Gandalf'ın köprüden düşüşüne ve soyu
tükenmiş olan balrogların son ferdiyle savaşmasına tanık oldu.
Kafilenin
geri kalanıyla -Aragorn'un liderliğinde- Lothlórien'e gitti ve bizzat
üç yüzüğün taşıyıcısından biri olan Galadriel'le yüz yüze görüştü ve
ondan elf pelerini hediyesi aldı.
Kardeşliğin son konak yeri olan
Amon Hen'de arkadaşı Pippin ile birlikte, uruklar dört bir yanlarını
sarmışken,Gondor'un başkomutanı ve cesur kahramanı olan kardeşlik üyesi
Boromir tarafından kurtarıldılar.Boromir ile birlikte orklarla
savaşırken Boromir'in yardımına kimsenin gelmeyişine ve Boromir'in
öldürülüşüne tanık oldular.Boromir bir çok ok yiyerek Pippin ve
Merry'nin kaçırılmasını izlemeye mecbur kaldı.Kardeşlik bozulana dek pek
çok macera atlattı ve bu olayın ardından arkadaşı Pippin (Peregrin
Took) ile birlikte uruklar tarafından esir alındı.
Uruklar
Rohirrim'in saldırısına uğradığında kurtulan iki hobbit Merry ve Pippin,
Fangorn Ormanına sığınarak entlerin Isengard'a saldırmaya ikna
edilmesinde önemli rol oynadılar.
Merry daha sonra Rohan Kralı
Théoden'in hizmetine girdi. Pelennor Çayırları Savaşı'nda Éowyn'in
Angmar'ın Cadı Kralı'nı öldürmesine yardım ederek kahraman oldu. Bu
olayda ölümden dönen Merry'yi, Aragorn iyileştirdi.
Aynı yıl daha
sonra Shire'a geri döndüğünde, Subaşı Savaşı'nda Şef'in adamlarını
bozguna uğrattı. Merry daha sonra Estella Bolger ile evlenerek, Erdiyarı
efendisi olarak babasının yerini aldı.135 cm boyunda olan Merry ve
Pippin tarihteki en uzun hobbitlerdi.
Dördüncü Çağın 64. yılında
Merry ve Pippin, Shire'dan ayrılarak hayatlarının geri kalanını geçirmek
üzere Rohan ve Gondor'a gittiler. Burada öldüklerinde büyük bir onurla
Minas Tirith'in Kral Mezarlığı'na Gondor krallarının mezarlarının yanına
gömüldüler.
Tolkien Evreninde Hayali Karakter, Pippin
olarak da bilinir.
Peregrin Took, Shire'lı bir Hobbittir . Üçüncü
Çağın 2990. yılında doğan Peregrin Took, Shire Şerifinin oğludur.
Frodo
Baggins'in sadık bir arkadaşı olarak 3019 yılında Yüzük Seferine
katıldı.Moria'da Gandalf'ın Balrog ile dövüşüne tanık oldu.Aragorn'un
liderliğinde Lothlorien'e geldi ve Galadriel'in evinde ağırlanarak,ordan
hediyeler alıp,kardeşliğin son durağı olan Amon Hen'de onların hayatını
kurtarıp kimsenin yardımına gelmeden yüzlerce orka karşı savaşıp,bir
çok ok yiyip ölen Boromir'i çarezizçe izlemek zorunda kaldı ve sonunda
uruk-hai ler tarafından kaçarıldı.Yüzük Kardeşliği bozulana dek
Kardeşlik ile birlikte pek çok macera atlattı ve bu olayın ardından
arkadaşı Merry (Meriadoc Brandybuck) ile birlikte Uruk-Hailer ve orklar
tarafından esir alındı.
Şanslı bir biçimde fangorn ormanı'na
sığınan iki Hobbit, ent ağaçsakalı ile karşılaştılar ve entlerin
Isengard'a saldırmaya ikna edilmesinde önemli rol oynadılar.
Daha
sonra Gandalf, Pippin'i Gondor'a götürdü ve Pippin burada Gondor'un
hizmetine girerek Kale Bekçisi unvanını aldı ve Kral Vekilinin oğlu
Faramir'in hayatının kurtarılmasına yardımcı oldu. Mordor'un Kara Kapısı
önünde yapılan savaşta Pippin bir Troll öldürerek ün kazandı.
Aynı
yıl daha sonra Shire'a döndüğünde, Bywater Savaşı'nda dövüştü. Tam
tamına yüz otuz beş santimetre boyunda olan Merry ile Pippin tarihteki
en uzun Hobbitlerdi; bu boylarını içtikleri Ent İçeceklerine
borçluydular. Dördüncü Çağın 14. yılında Pippin, Shire Şerifi oldu ve bu
görevini 64 yılına dek sürdürdü. Merry ile birlikte hayatlarının geri
kalanını Rohan ve Gondor'da geçirmeye karar verdiler ve burada
öldüklerinde büyük bir onurla Kral Mezarlığına gömüldüler.